21 Ocak 2013 Pazartesi

Şu an CnnTürk'te Suç ve Delil programının konusu Aşk filan. Tam olarak programla bağlantısını anlamasam da önemli değil. Konuk olarak da bir tane psikiyatr bir tane de "ilişki danışmanı" var. Psikiyatr amcam tabii olaya bilişsel yaklaşıyor. Amygdala diyor, nöro ileticiler diyor filan. Sıkıcı. Ama doğru. İlişki danışmanı ablam da seanslarda "duyguları manipüle" ediyormuş kendi deyimiyle. İstediğimiz kişinin bize aşık olmasını çeşitli çakal çukal yöntemlerle sağlayabiliyormuş. Konu aşk olunca kanalın link'ini attım Duygu'ya, beraber izleyip danışman ablamıza sinir oluyoruz. İnternet sitesinde "bir insanın bize aşık olması için, onun istediği ve ihtiyacı olan, kendisinde eksik olduğunu düşündüğü bir şeyin bizde pek de güzel var olduğunu görmesi -ya da öyle olduğunu sanması- gerekir." diye yazmış. Çok fazla dizi izlemekten aklını kaçırmış olan bu ablamız resim bölümünden mezun olmuş ve çeşitli dergi ve gazetelerde köşe yazarlığı ve bir magazin programında yorumculuk yapmış ve birkaç tane de ilişkilerle ilgili kitap yazmış. Keşke gazetecilik ve yazarlık alanında devam etseymiş de adı OYNAYANİNSAN diye bir danışmanlık bıdısı açmayaymış.

Bizler götümüzden kan aldırarak okuyup bir de üzerine gelecek kaygısı taşımaktan genç yaşımızda belamızı bulurken böyle alakasız insanların her şeye burunlarını sokması beni çok sinirlendiriyor. Duyguları manipüle ediyormuş. NASI MANİPÜLE EDİYON ENDORFİN Mİ EMÜKLİYON KULAKTAN PİPETLE GİRİP.

Teşekkürler.

20 Ocak 2013 Pazar

18 Ocak 2013 Cuma



Bi psikoloji blogunda konunun Freud’a gelmesi tabii ki zor olmayacaktı.

Freud’un popülaritesini anlamak zor değil. En çok alıntı yapılan insanlar sıralamasında 7. sırada olmasını filan. Çünkü havalı şeyler söylediği rivayet ediliyor. Bi de bilirsiniz işte, sex sells.
 
Ama işin aslı, çok sevip saydığımız bağrımıza bastığımız Sigmund Freud, Karl Popper’ın Falsifiability (Yanlışlanabilirlik) ilkesine göre bilimselliğin baya dışında kalıyor.
Basitçe anlatmak gerekirse, yanlışlanabilirlik ilkesine göre, bilimsel her hipotez ya da teori karşıt bir örnekle yanlışlanabilir olmalıdır. Mesela 'tüm fillerin hortumu vardır' hipotezimizin doğruluğu, hortumsuz bir fil bulana kadar geçerli olacaktır. Bizim de böyle teoriler ortaya atabilmemiz için, fillere bakıp baktığımız fillerin hepsinin hortumlarının olduğundan emin olmamız gerekir.

Freud’un kuramları da bunların dışında kalmaktadır. Yani, “Höm sigara kullanıyorsan doğumundan 1.5 yaşına kadar süren oral dönemini doğru düzgün bir tatminle atlamamışsın demektir” yorumlarının ne bir bilimsel araştırması ne de yanlışlanabilir bir durumu vardır.
Yanlış anlaşılmasın, şu an Freud'un tüm kuramlarını itin götüne sokmuş değilim. Ben de şu anlattıklarımı öğrendikten sonra uzun süre yalpalamış ve Freud'lu cemaat sohbetlerinde sessiz kalma hakkımı kullanmıştım. Kendisi gayet mühim bi adamdır, kızı da uzun yıllar babasının kuramlarını özellikte çocuk psikoloji alanında savunmuştur. Ama psikolojiyle ilgileniyosanız, şunlar da aklınızın bi köşesinde bulunsun.

16 Ocak 2013 Çarşamba

YAŞANDI;

+Ne okuyorsun?
-Psikoloji.
+Ya ben Freud'u çok seviyorum :)))
-......peki......

15 Ocak 2013 Salı

Aynı okulda psikoloji okuyan, biri geleceği parlak olan bir mezun adayı, diğeri biyolojiden geçmeyi bekleyen iki psikoloji öğrencisi olarak biz; bir blog açalım, psikolojiyle ilgili olsun, bölümün kendisiyle ilgili olsun tecrübelerimizi, düşüncelerimizi aktaralım, gülelim eylenelim dedik. Sanırım Duygu tecrübelerin aktarıldığı kısımda bulunurken ben gülüp eğlenen kısımda bulunacağım. 

Hadi bakalım. 

DARISI BERABER AÇACAĞIMIZ KLİNİĞE ;)))9




Merabaa.

Bilge ilk yazı işini, konsepti anlamadığı bahanesiyle bana yıktı. İşin enteresan yanı, ortada bi konsept yok. Sadece can sıkıntımız ve buna bağlı olarak, bilgisayar başında vakit geçirme sürelerimiz sonsuza gidiyor.
Belki bundan sonra “Ay psikoloji okumayı çok isterdim kesinlikle psikolojiyi çok seviyorum bence psikoloji çok güzel bişey” temalı sohbetlerde HEE HEE’den başka bişey diyebiliriz, bi örnek filan veririz mesela. Yazarak çalışırız ne bileyim, küçük aydınlanmalar yaşarız. Freud’u severiz ya da puro içeriz.

Burası bizim. Ve size yemin ederim, biz deli değiliz.